Cuma, Ekim 21, 2011

Bir Kore Dalgası Savurdu Bizi: Shin-Okubo(新大久保)

こんにちは!

Hemen belirteyim, bu yazıyı *özellikle* Kore sevdalısı dostlarıma armağan ediyorum. Biliyorum, sayınız azımsanmayacak kadar çok. Bu yazıyı okurken beni de anın ey dostlar, her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsanız. (Çoğunuz Kore'de yaşamayı tercih ederdi zannımca.)

Geçen Pazar, yani 16 Ekim Pazar günü, ilk olarak Waseda University Homecoming Day ismi verilen bir olaya iştirak ettim. Ha senin Homecoming Day (yani genelde mezunların takıldığı bir organizasyon) de ne işin vardı derseniz, bu bizim meşhur international kulüplerden birinin düzenlediği bir yemek etkinliğine katıldım. 4 ayrı grup olarak (Ryoma- Cleopatra- Colombus- Napoleon) 4 ayrı ülkenin (Japonya- Mısır- Amerika- Fransa) yemekleri yapıldı ve kampüs içinde dolaşılarak senpai (yani mezunlara) lara satıldı. Benim hangi grupta olduğumu tahmin ediniz ve 10 GÜN İÇİNDE BURADA TAHMİNİNİZİ YORUM OLARAK PAYLAŞINIZ. Şaka elbette ama gene de tahmini size bırakıyorum. Her neyse bence oldukça eğlenceli bir organizasyondu ama ne yazık ki tamamına katılamadım- çünkü çok sevdiğim kadim dostum Miyu ile görüşüp kaynatmak üzere Shin-Okubo'ya doğru yol aldım.

Shin-Okubo, Takadanobaba-benim istasyon- ile Shinjuku arasında yer alan bir bölge. Shin-Okubo'yu bu bloğu okuyan Kore sevdalıları için özel yapan şey ise şu: Shin-Okubo Korelilerin mekanı arkadaşlar. Yani İngilizce bir deyişle Korean Town diyebiliriz. Hep diyorum şu memlekete geldiğimden beri; eğer şu üç memleketten birindenseniz işiniz kek: Birincisi Çinli iseniz. Zaten dünyanın 1/4'ünün bir şekilde Çin uyruklu ya da Çince konuşan insanlardan oluştuğunu söylersek, dünyanın neresine giderseniz gidin işinizin kek olduğunu varsayabiliriz. Zira Japonya'da bence Japondan çok Çinli var; çünkü ben Japoncadan çok Çince duyuyorum. Keşkim diyorum bazen, (bazen mi?), Çince öğreneymişim, inanın çok rahat ederdim. İkinci ballı milletimiz ise ABD'liler, bu nasıl bir iştir anlamadım ama bu ABD'liler girdikleri her yere bir ABD havası götürüyorlar, her yerde barınıyor ve her şeyi *maddi-manevi* bir güzel tüketiyorlar. Buraya bu konu hakkında daha fazla şey yazmak isterdim ama içimizde ABD sevdalıları da olabilir, hem bu yazının konusu ABD mi ey saçma yazar diye haykıran Kore sevdalılarımız var, bu sebeple kısa kesiyorum. (Gerçekten de çok kısa oldu.) Üçüncü işi kek olan milletimiz ise Koreliler (şimdi sevinebilirsiniz Kore sevdalıları) çünkü şu sıralar Japonya'da Koreli olmak IN Törkiş olmak ise her daim her memlekette OUT! Ayrıca Çinliler kadar olmasa da, adım başı Koreliye rastlamak hiç de zor bir iş değil. Japonya'ya geldiğimin ikinci günü iki Koreli ile ahbap (ha?) olmam ve Korean Night adı verilen bir olaya çağrılmam da tevekkeli değil. Gerçi bunda Japonya'ya varır varmaz soluğu Shin-Okuba'da almamın da önemli bir rolü olabilir diyor ve meseleyi başarı ile Shin-Okubo'ya bağlıyorum dostlar, ha gayret.

Miyu ile ilk durağımız elbette Kore lokantası oldu. Hem Pazar olduğu için hem de Kore mahallesi olduğu için ortalık insandan geçilmiyordu. (Bu ne menem bir cümle oldu böyle?!) Biz de bu sebeple lokanta kapısında yaklaşık 10 dk. bekledik. Yalnız lokanta o kadar güzeldi ki bence beklemeye değdi. Bir kere ayakkabılarınızı çıkarıyorsunuz içeri girerken ve aşırı rahat masalarda oturuyorsunuz. Aşırı rahat derken neyi kastediyorum, ayaklarınızı bükmeden oturabildiğiniz bir yer masası. "O da nasıl oluyor la?" diye soranlara "İşte böyle!" diye resimle karşılık vermek isterdim ama akılsızların bayrak sallayanı olarak masanın resmini çekmek hiç aklıma gelmedi. Neyse yer masası var sonra sizin oturduğunuz yerin altında da boşluk var ayaklarınızı oraya sandalyeye otururmuş gibi oturarak uzatabiliyorsunuz. Bilmem ne kadar açıklayıcı olabildi?

İlk olarak soframıza gelen aperatifler. Onun dışında ıslak havlu ve buz gibi su. Bunları ne demeye yazıyorsun diye sorabilirsiniz ama inanın bunlar benim için çok önemli. Harbiden. Beleş su, beleş yemek, kendini özel hissettiren servis, insan şu hayattan daha ne bekler ki?

 Bibimbap. Yani üstünde çeşitli sebzeler, yumurta ve isteğe göre et bulunan, aynı zamanda da pirinç içeren harika bir Kore yemeği. Hele de acı sos eklendiğindeki o enfes... Neyse yiyebilen var yiyemeyen var deyip susalım. Bibimbapı karıştırıp yemek gerekiyormuş ama ben Miyu'nun deyimi ile "Türk stili" yumuldum yemeğe bu şekliyle. Sonra karıştırarak yedim, akıllı oldum.
  

Lokantamızdan bir görüntü. Gördüğünüz gibi (Gördüğümüz?!) millet yerde oturuyor. TV'de ise çeşitli Koreli gruplardan şarkılar, röportajlar, programlar falan filan yer alıyor.


Miyucuğumun yemeği. Bir çeşit noodle olduğunu zannediyorum. İçinde et olduğu için yiyemedim ama çok güzel kokuyordu, ne yalan söyleyeyim. Ayrıca belirtmeliyim ki benim bibimbapın yanına ufak bir de (rakı diyesim geldi birden TÖVBE ESTAĞFİRULLAH!) çorba verdiler ama içinde et olduğu için yiyemedim. (Daha kaç yüz bin defa aynı cümleyi kuracağım acaba?)



 Bir restoranın kapısında (heyecanlanmayın hemen, bizim restoran değil) çeşitli Koreli yıldızların restorana geldiklerini belgeleyen önemli kanıtlar asılıydı. Bana niyeyse çok photoshop göründüğü ama neden öyle olsun ki yani, ben Koreli olsam ve Japonya'ya gelsem Kore restoranına giderdim kesin yani. Japonya'ya gelen bir Koreli olmadığım halde gitmişim ya zaten.






Bu beyefendi kimdir tanımam etmem ama artist bir duruşu var.



Sokakta yürürken. Uzun boylu siyah üstlü kız Miyu. Miyu her zaman çok tatlı ve güzel *_* (Bana bu ifadeyi de yaptırdın ya sana helal olsun Miyu!) Ayrıca da uzun!
  

Ve, karşınızda Kore kozmetiği! Shin-Okubo'nun her tarafında sayısız Kore maskesine rastlayabilirsiniz. Zamanında mektup arkadaşım bile bir tane almıştı bana bunlardan hediye olarak. Fiyatları da Japon maskelerine kıyasla gayet hesaplı. Açıkçası yakın zamanda alıp deneyesim yok değil. Belki bir mucize gerçekleşir de..... Neyse.





Nattolu maske? Lütfen biri bana bunun şaka olduğunu söylesin! (Bakınız: Yaşam Pınarım&Natto)


Shin-Okubo'daki sayısız "Idol Shop"lardan biri. Birazdan içeriye gireceğiz, sabrediniz.

Ve kapıda bizi Jae Joong karşılıyor! Valla bu adamı Japonya'da bu kadar popüler yapan nedir anlamadım, tip desen tip yok, ses desen aman aman bir durumu yok, şarkılarının bir tanesini bile bilmem, hiçbir dizisini de izlemediğim için oyunculuğunu da bilmem ama bana niyeyse o suratla mimik yapamazmış gibi geliyor. Amma da kötüledim adamı yahu, bana ne, bana bir zararı yok, bırakayım sevsinler, bırakayım izlesinler. Yani.



OH MY GOD!  
Lafın gelişi yahu. 


Bu beyler de kimdir bilemiyorum ama afili duruyorlar, vardır illa ki sevenleri sayanları diye çektim resimlerini.


Kim Hyun Joong, bizim Miyu'nun favorisi. Bana kalırsa Jae Joong'u sollar lakin adama karşı herhangi bir hissim de yok, ne severim ne sevmem.



Kara. Gene Miyu'nun sevdiklerinden. Girls' Generation'ı tercih ederim. (Ben de kapmışım Kore Eğlence Dünyasından bir şeyler, değil mi?)


Bir yığın Kore starı ıvır zıvırı. Dünyanın parası hepsi bir de ha, keşke o paranın bir kısmını da bana verse şunları alan aklı selimler, karnımız sıcak çorba görürdü belki. (Ajitasyonun da böylesi görülmemiştir.)

Kore kanallarından yayın yapan TV'ler ve tahmin edilebilir bir gürültü.
 



You're Beautiful dizisinden kitapçık gibi bir şey. Ne güzel açıklamalarım var değil mi, ah bu benim saçma hallerim ah!!






Bu herifi seven-sayan birilerini biliyorum! Ayrıca içerisinin ne kada tıklım tıkış olduğunu görebiliyor musunuz?





Tabela ve mekanın ismi her şeyi açıklıyor zaten, bir de ben laf kalabalığı yapmayayım.


Shin-Okubo'nun meşhur kafelerinden imiş burası. Frozen yoğurt ve adını maalesef unuttuğum bir çeşit Kore dondurması gibi bir tatlı satıyor. Lakin çok tok olduğumuz için (iyi besledi o restorandakiler bizi sağolsunlar) bir de Miyucuğumun işi olduğu için "bir dahaki sefere artık" deyip yolumuza devam ettik.






Kalabalıktan içeri giremediğim bir dükkan daha. Allah'ım sen insanlara akıl fikir ver diyeceğim ama ben sanki çok mu matah biriyim diye kendimi sorgulayarak susmayı tercih ediyorum sevgili okurlarım.

Miyu ile ayrıldıktan sonra Shin-Okubo'da gezmeye devam ettim ayıptır söylemesi.












Zilyon tane insan bir yiyecek için sıraya girmişti amma ben yiyeceğin ne olduğunu anlayamadım. (Affferim bana!) Sanırım bir çeşit kızartma yahut onun gibi bir şeydi. (Çok açıklayıcı oldun, sağol.)
  

Envai çeşit Kore ürününün yer aldığı süper market. Öyle harika içecekler ve abur cuburlar vardı ki, ağzımın suyu akayazdı. Lakin cep delik, cepken delik. O vaziyette bir de tutup mama alamadım. Ama içimde kalmadı değil. Bir dahakine inşallah arkadaşlar.



Güya resmini çekmeye çalıştığım bir oyun salonu. İçerisi her zaman gürültülü ve kalabalık olan bu salonlardan birine girmeden şu ülkeden göçersem, gözüm arkada kalacak mı, kalacak!





Sokaktan bazı manzaralar. Burada sessiz olacağım ve sizin Shin-Okubo sokaklarında rahat rahat gezmenize izin vereceğim.








Ah şu Real Brownie denilen hödö nasıl aklımda kaldı anlatamam. Neyse Shin-Okubo maceram şimdilik bu kadar amma en kısa zamanda Shin-Okubo'ya tekrar gitmeyi planlıyorum diyordum ki, zaten bu akşam gittiğim aklıma geldi. Evet dostlar, Shin-Okubo "Tokyo'da nerede yaşamak istersin?" diye sorulsa vereceğim cevap sanırsam. Diyeceğim ama Tokyo'da gittiğim yer sayısı 10'u geçememişken böyle bir cevap oldukça saçma olacak galiba. Ayrıca kimsenin de "Buyur Tokyo'da dilediğince senelerce yaşa!" dediği filan yok. Ama ben gene de Shin-Okubo'yu ÇOK seviyorum.

Kapanış şarkımız da, ben pek hazzetmesem de, bu yazının ve Miyu'nun hatrına KARA'dan gelsin efenim. Mister isimli şaheserin Japonca versiyonu imiş bu şarkı. Valla bana Koreli grupların söyledikleri bütün şarkılar, dili filan farketmiyor yani, Korece geliyor ama neyse.







2 yorum:

  1. PINAAAAAAAAAAAARRRRR -O- --->bağırıyo bu asdfghjk
    Bu yazını ikinci kez okuyorum ve bazı şeylerin -ne yazık ki- şu an farkına varıyorum!!!!
    Sen BENİM FLAWLESS JAEJOONGİE'me nasıl laflar etmişsin de benim haberim olmamış vakti zamanında !!! #_#
    BİİİİİR!!! Ses desen Kore'nin EN İYİ,MELEKSİ, GÜÇLÜ ve KUSURSUZ seslerinden biri(hatta direkt sesi)!!
    İKİİİİİİ!!! GÖRÜNTÜSÜ YOK MU!!!??? JAEJOONG'dan MI BAHSEDİYORSUN??? Hemfikirvmiyiz bu konuda bi dakka ya bi dakka bi onu kararlaştıralım bak Türkçemi bile bozdum burda!!
    Hayır seni ciddiye almıyorum ya bu konuda da ciddi olamazsın>_> Jaejoong ya! Tip yok demişsin!! Dilim lal oldu -__________- (çetin ceviz fanı koynunda beslemişsin Pınar!!)
    3.Oyunculuk.YA KIZIM SEN HİÇ ONUN DİZİSİNİ FİLMİNİ İZLEDİN Mİ BE!!??? Bütün bu kadar mikemmellik bir aradayken bir de oyunculuğu mu yapamayacak??!! HAH HAH HA!!

    Yeni albümü çıkacak ayın 29'unda ve ayrıca da bugün bir şarkısını yayınladı!!
    Hadi onu geçtim şunu bi dinlemeni tavsiye ederim okkkk??!!

    http://www.youtube.com/watch?v=LMZeOHhjYAs
    Burda bi de eski bi de >_>

    ÖYLE YANİ ANLAŞILDI MI CINIMSOOOO???? JAEJOONG'A LAF EDEN BABAM OLSA KARŞISINDA BENİ BULUR!! (ki o bile buluyor cidden )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. AFRAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!!!!!!!!!!!!!!

      Bu konuyu konuştuk ve tatlıya bağladık gerçi ama belki başka okuyanlar olur diye bir de buradan duyurmak istiyorum: Jae Joong ile kesinlikle bir alıp veremediğim yok; bu yazıyı yazarken herhalde geyik olsun diye bu kadar laf etmişim ama yok yani kendisine bir garezim, kesinlikle :) Hatta sesi de hiç fena değilmiş, mümkün olursa kendisi ile tanışmak ve bir kahve içmek isterim. (:D)

      Sevgilerimle "cınımso", yazılarımı okuduğun ve güzel yorumlarınla beni şereflendirdiğin için teşekkür ederim :))

      Sil